Nabız Alınan Arterler Nabız, kalbin hızını yansıtır yani kalbin bir dakika içinde kaç kere kasıldığını gösterir. Kalp her atışında bir miktar kanı aorta (ana atardamar) ve daha sonra ondan ayrılan dallara yollar. Damarların esneyebilme özelliğinden dolayı atardamarlarda buna bağlı bir esneme oluşur. Damar duvarları bu genişlemenin ardından elastik olduğu için eski durumuna döner, ardından bir sonraki kasılma ile yeni bir basınç dalgası oluşarak tekrar genişler ve bu böyle canlının yaşamı boyunca devam eder. İşte bu genişleme, damarların yüzeysel seyrettiği yerlerde (kasık, el bileği, ayak dirseği, dirsek içi ve şakak gibi) nabız basıncı olarak hissedilir. Atardamar Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücudumuza kan taşıyan damarlardır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar. Vücuttaki dolaşım sistemi hayatın devam etmesi için son derece önemlidir. Tam olarak hücrelere besin ve oksijen taşınması fonksiyonunun yanı sıra, atık ve karbondioksitin de taşınması, pH düzeyinin düzenlenmesi ve protein, plazma ve bağışıklık sistem akışkanlığının sağlanması gibi fonksiyonları da vardır. Bunun yanında vücudumuzun çeşitli bölgelerinde nabız alınan atardamarlar bulunmaktadır. Bunlar şunlardır: Nabız Alınan Arterler (Atardamarlar)
Bunlar dışında, nabız kontrolü yapılırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Nabız, yüzeysel arterler üzerinden alınmalıdır ve bu arterlerin anatomik yerleşimleri dikkate alınarak nabız kontrolü yapılmalıdır. Nabız kontrolü esnasında, arter üzerine hafifçe bastırılmalı ve bir süre beklenmelidir. Nabız sayısı, dakikada kaç kez atım olduğunu belirlemek için 30 saniye boyunca sayılarak iki ile çarpılır veya bir dakika boyunca sayılır. Doğru nabız ölçümü, sağlık durumu hakkında önemli bilgiler sağlar ve bu bilgi, tıbbi müdahaleler için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, nabız alınan arterler ve bunların anatomik yerleri hakkında bilgi sahibi olmak, sağlık profesyonelleri için hayati bir beceridir. |